Şirketlerin Genelde Yaptığı 7 Sosyal Medya Hatası

 

Hiç merak ettiniz mi şirketler binlerce takipçi kazanmak, sürekli beğeniler alan ve paylaşılan içerikler üretmek gibi başarı üstüne başarı eklemeyi nasıl sağlıyor? Neden sizin gönderileriniz de sosyal medyada ses getirmesin? Neden siz de hedef kitlenizi her geçen gün daha da büyütmeyesiniz? Sosyal medya pek çok sihirli formülün farklı şekillerde uygulandığı sürekli değişen ve gelişen bir platformdur. Fakat sosyal medyanın da her alanın olduğu gibi olmazsa olmazları vardır. İşte şirketlerin, faaliyeterinde ne kadar başarılı olursa olsun sosyal medyada aynı başarıyı yakalayamamasına sebep olan sosyal medyada yap”ma”dıkları…

1- Stratejik bir planları yok.

Sosyal medya bir pazarlama aracıdır ve yatırımların hayati kısımlarından biri olarak ele alınmalıdır, webstiniz gibi. Hedef kitleniz ve anahtar hedefleriniz tanımlı değilse hiçbir tasarım ya da kopya işler ile ilerlemeniz mümkün değildir. Sosyal medya etkinliklerinizin varlığını sürdürebilmek adına strateji olarak ele almalısınız. Örneğin; hangi platformları hedef pazar olarak kullanıyorsunuz, ne tip materyaller ile ilgilisiniz, iletmeye çalıştığınız mesaj nedir, mesajınız farklı platformlarda nasıl çeşitleniyor, reklam verilmiş gönderilere ödeme yapar mısınız yoksa yalnızca organik içeriklere mi güvenirsiniz? Tüm bu soruların yol çıkmadan önce cevaplanması gerekir ki; sosyal medya iletişiminiz için anlaşılır bir plan oluşturulabilsin.

2- Bu görev için kimseye sorumluluk verilmiyor.

Sosyal medya, birkaç yıl önce kimsenin üzerinde düşünmediği bir şeydi. Fakat bugün en büyüklerden en küçüklerine kadar tüm şirketler online aktif olma baskısı altında. Yine de, şirket genelinde (karmaşıklığın ortaya çıkması muhtemel) herkesten ufak da olsa katkıda bulunmasını beklemek yerine, takımınızdan birine sosyal medya için sorumluluk vermek kulağa mantıklı geliyor. Bu kişi ile, sabah ve akşamüstü yarımşar saat bir araya gelip bu rolü yerine getirmesi için gerekli stratejiyi konuşmak daha sağlıklı bir sürecin ortaya çıkmasını sağlar. Bune ek olarak, Ay başlarında ve sonlarında, raporlar ışığında haftalık planlar oluşturarak ilerlemenin faydasını göreceğinizden emin olun.

3- Hashtag kullanmıyorlar.

Hashtagler, kullanıcıların kolayca arama yapmalarını ve ilgilendikleri konulara ulaşmalarını sağlayan konu başlıklarıdır. Yalnızca Twitter değil, Linkedin hariç, birçok sosyal mecrada değer yaratan araçlardır. Kullanıcılar hashtagler üzerinden iletişime geçebilmekte, o konu ile ilgili tüm paylaşımlara tek bir tık ile ulaşabilmektedirler. Hashtag üzerinden etkinlikler de oluşturabilirken, hashtag kütüphaneleri kullanarak gönderilerinize en uygun ve özelleştirilmiş hashtag ile değer katmak mümkündür.

4- Kendi hashtaglerini teşvik etmiyorlar.

Kendi oluşturduğunuz hashtagler oldukça değerlidir; fakat önemli olan bunu insanların kullandığı bir hashtag haline dönüştürmektir. Etkinliklerinize başlamadan önce belirlediğiniz hashtagleri kullanıcıların tercih etmesi için teşvik etmelisiniz. Bunu yapabilmek için e-bültenler gönderebilir, mailing yapabilir, sosyal medya postlarınıza ekleyebilir ve blog postlarınızda bahsedebilirsiniz. Yeter ki dikkat çeken bir tasarım ve konumlandırma kullandığınızdan, kullanıcıların nereye bakarsa baksınlar hashtaginizi göreceğinden emin olun. Böylece insanlar sosyal medyada bir fotoğraf ya da post paylaşacağı zaman sizin hashtaginizi hatırlayacak ve gönderilerine etiketleyeceklerdir. Twitter, hashtagler konusundan en aktif sosyal medya mecralarından biridir.

5 – İnsanlara paylaşmaları için bir sebep vermiyorlar.

İnsanlar sizin gönderilerinizi kendi profillerinde paylaştıkları zaman, erişim değerleriniz yükselir, yeni takipçiler kazanırsınız ve markanızın bilinirliği artar. Sosyal medya için gönderi hazırlarken “paylaşılabilirlik” üzerinde düşünmek gerekir. İnsanlar bu bilgiyi / fotoğrafı / video’ yu kendi arkadaşlarıyla paylaşır mı? Bunu yapmak için onları ne harekete geçirir?

İnsanlar pek çok farklı sebepten içerikler paylaşabilir; fakat ana sebepleri şöyle sıralayabiliriz:

  • Duyguları harekete geçirmek; gülmek, ağlamak, hayranlık, tiksinme…
  • Bir konu ile ilgili alternatif bakış açısı oluşturmak ve insanları farklı düşünmeye sevk etmek
  • Tartışmalı bir konuda fikir beyan etmek – bunda dikkatli olmak gerekir!
  • İnsanları bir şey yapmaya teşvik etmek; “umursuyorsan beğen” ya da “kazanma şansı yakalamak için paylaş” gibi…
  • Ortak koşullar ya da deneyimlerdeki insanları bir araya getirmek
  • Diğerlerinin faydalı bulacağına inanılan değerli bilgiler paylaşmak

İletişiminizi viral olarak sağlamak en faydalı ve etkili reklam biçimlerinden olsa da aynı zamanda en zor olanlarından biridir. İnsanların sizden bahsetmesini sağlamanın tek anahtarı yaratıcılıktır. Ne kadar yaratıcı içerikler paylaşırsanız, insanlar o kadar sizden bahseder.

6- Çift yönlü diyaloglara girmiyorlar.

Sosyal medyaya “inanır gibi yapan” pek çok işletme olmakla birlikte bunun kullanıcılara sürekli olarak tek taraflı mesajlar göndermek ile sağlanabileceğini düşünmektedirler. Fakat sosyal medyanın “sosya” olması gerektiği gibi önemli bir noktayı kaçırıyorlar. Bu demek oluyor ki; insanlarla sosya medya üzerinden iletişime geçmek, yalnızca duvarınızda postlar paylaşmakla değil, karşılıklı tartışmalar gerçekleştirmek, sorulan sorulara cevap vermek ve tüm bunları diğer insanlarla paylaşmakla sağlanıyor. Bu da elbette sıfırdan oluşturulmaya çalışılan her ilişki gibi zaman isteyen bir girişimdir.

7- Sıkıcı içerikler üretiyorlar.

Faaliyet gösterdiğiniz sektör ne olursa olsun sosyal medyada sıkıcı içerikler paylaşmak için hiçbir sebebiniz yok. İnsanlar sosyal medyayı, adı üstünde, ellerinde tuttukları küçük ekranlar üzerinden sosyalleşmek için kullanıyor. Kimse üstü ince bir satış çabasıyla örtülü mesajlar ya da çok sıkıcı sektör haberi bombardımanından hoşlanmayacaktır. Bir şeyleri canlı ve görünür kılmak için, infografikler kullanmak, daha az kelime daha çok görsel mantığı ile ilerlemek ve kurumsal dilden uzak durmak çok daha faydalı olacaktır. Migros’un post-itleri, 121.000 Twitter takipçisi bu duruma güzel bir örnek olabilir.